2007 NBA Draftı'ndan 2003'ten sonra gelen draftların en iyisi olması bekleniyordu ancak zaman içinde bu koca bir hayal kırıklığına dönüştü. Hemen ardından gelen 2008 hakkında beklentiler o kadar yüksek değildi ancak yine derin bir draft sınıfı olduğu için umutlar mevcuttu. Doğrusu bir 1984, 1996, 2003 muhabbeti içerisinde adını geçiremese de 2008 NBA Draftı tarihin en iyi beş-altı draftından biri olarak anılmaya doğru ilerliyor. Hatta biraz underrated olduğu bile söylenebilir, tıpkı bir başka derin ancak dikkat çekmeyen draft olan 1999 NBA Draftı gibi.
Draftta süperstar potansiyelli olarak gösterilen ve Greg Oden-Kevin Durant'i andıran şekilde sık sık birlikte medyada yer alan Derrick Rose ile Michael Beasley ilk iki sıra olurken, Durant-Oden kadar olmasa da onların arasında da bir uçurum oluştu zaman geçtikçe. İlk onda seçilen neredeyse tüm oyuncular bir noktaya gelmeyi başarıp hatta beklentilerin üstüne çıkarken tutmayan ve ümit kesilen potansiyel seçimlerinin sayısı da normale göre az kaldı.
Draftı asıl değerli kılan ise kuşkusuz NBA'de uzun sıkıntısı çekilen şu dönemde ilk beş çıkmakta olan birçok pivotun bu drafttan gelmiş olması. 2012-2013 sezonu itibariyle drafttan seçilen Brook Lopez, Robin Lopez, Roy Hibbert, JaVale McGee, Nikola Pekovic, DeAndre Jordan, Ömer Aşık hatta zaman zaman Kosta Koufos takımlarında ilk beş çıkıyorlar. Draftın en iyi oyuncuları bu pozisyondan olmayabilir, ancak bariz bir derinlik kattığı ortada.
Kolejler açısından draftın ilgi çekici tarafı UCLA'in iki oyuncusunun ilk beşten (4. Russell Westbrook, 5. Kevin Love) seçilmesiyken, NBA takımları açısından ilgi çekici olan yalnızca %1,7 şansa sahip olan Chicago Bulls'un draftta ilk sırayı elde etmesiydi. Doğma büyüme Chicagolu yetenek Derrick Rose'un Bulls'a gitmesinin kapısını açan bu durumun şaibeli olmadığını söylemek zor.
Gün itibariyle drafttan beş adet All-Star çıktı.
LOTTERY
1. Derrick Rose (PG, 1988, 6'3'', Memphis - Chicago Bulls)
Doğma büyüme Chicagolu olan Derrick Rose ligin yeni yeni adapte olmaya başladığı über atletik oyun kurucu alışkanlığının ilk öncülerinden oldu. Mükemmel fiziği, elit atletizmi ve çabukluğu ve vaad ettiği inanılmaz potansiyelle birinci sıradan seçilmesi sürpriz değildi. Bunun yanında çalışma ahlakı ve liderliği de dikkat çekti. Bulls'a gidişi kaderin cilvesi yoksa şaibenin ürünü müydü bilinmez ancak Rose takımını lige geldiğinden beri Playoff'a taşıyor, kısa sürede bir süperstar oldu ve 2010-2011'de lig tarihinin en genç MVP'si olmayı başardı. En iyi sezonu olan MVP sezonunda 25.0 sayı - 7.7 asist - 4.1 ribaund ortalamaları tutturmuştu.
2. Michael Beasley (SF, 1989, 6'10'', Kansas State - Miami Heat)
Michael Beasley en az Derrick Rose kadar potansiyelli gösteriliyordu draft öncesi hatta ilk sırada gitme ihtimali gayet yüksekti, ilk sıra Bulls'a gitmiş olmasaydı. Beasley kolejde inanılmaz dominanttı. 26.2 sayı - 12.4 ribauntla sayıda ülke üçüncüsü, ribauntta ise kral olmuş, birçok rekoru alt üst etmişti. Yakın arkadaşı Kevin Durant'ten sonra NCAA'i domine eden ikinci üstüste isim olarak büyük reklam yapmıştı kendine. Elit atletizmi, PF oynayabilecek boyu ve SF oynayabilecek çabukluk ile şutu, her şeyiyle patlamaya hazır görünüyordu. Ancak tembelliği, kişisel problemleri, uyuşturucuyla savaşı, savunmada isteksizliğiyle NBA'de istenen seviyeye yaklaşamadı. Hala iyi bir değeri var çünkü potansiyeli gerçekten çok çok yüksek. Şimdiden üç takım gezen ve şu anda Suns'ta oynayan Beasley'in en iyi sezonu 2010-2011'de Wolves formasıyla 19.2 sayı - 5.6 ribaundla geldi.
3. O.J. Mayo (SG, 1987, 6'4'', USC - Minnesota Timberwolves)
Öldürücü bir şutör/skorer olarak kolejde parlayan O.J. Mayo, 18.5 sayı ortalama tutturduğu çaylak sezonunda çok iyi sinyaller verdikten sonra maalesef gelişmek yerine geriye gitti ve dakikaları da aynı oranda düştü. Şu anda Mavericks'te yeniden kendine gelmeye çalışıyor ve hala çok iyi bir skorer ve iyi bir savunmacı ancak oyunun diğer alanlarında kendini geliştirmekte çok zorlanıyor. Aynı zamanda takım oyunu içinde şut yaratmakta zorlanıyor ve sık sık kendi şutunu zorlarken görüyoruz. Potansiyeli gerçekten çok yüksek aslında ama All-Star seviyesine ulaşır mı bilinmez.
4. Russell Westbrook (PG, 1988, 6'3'', UCLA - Seattle Supersonics)
Sam Presti Westbrook'u seçtiğinde herkesi şaşırtmıştı. UCLA'de çok da parlak istatistikler tutturamayan Westbrook, birçok iyi PG potansiyelinin olduğu draftta dördüncü sıradan seçilmişti. İnanılmaz atletizmi ve çabukluğuyla öne çıkıyordu. Ancak NBA'de Westbrook kısa sürede öyle bir terör estirmeye başladı ki Presti'nin seçimine şapka çıkarmak düştü insanlara. Oyununu çok geliştirdi ve çok yönlü oldu. Çok patlayıcı bir skorer, asist yapıyor, ribauntlara yardımcı, iyi de bir savunmacı. Vasat olan şutunu yükseklere çekti. Zaman zaman kontrolü kaybedip bencilleştiği için haksız eleştirilse de bir süperstar olduğunu söylemek mümkün şu anda. En iyi sezonunu 2010-2011'de 21.9 sayı - 8.2 asist - 4.6 ribaund - 1.9 top çalmayla yaşadı, halen Thunder'da oynuyor. Ayrıca oyununun ve fiziğinin draftın bir numarası Derrick Rose'la neredeyse karbon kopya olması da ilginç.
5. Kevin Love (PF, 1988, 6'10'', UCLA - Memphis Grizzlies)
O.J. Mayo karşılığında Wolves'a geçtiğinde bu takastan karlı çıkan taraf Grizzlies sayılmıştı. Ancak zaman geçtikçe Mayo geriledi, Love yükseldi. İyi bir pota altı skoreri olarak bilinen Love NBA'de fena olmayan şutunu çok geliştirip keskin bir üçlükçü oldu, daha önemlisi ortalama bir ribauntçudan muhteşem bir ribauntçuluğa geçti. Dakikalarının ilk kez yükseldiği 2010-2011 sezonunda 15.2 ribaundla lig lideri olup MIP ödülünü aldı, 2011-2012'de ilk kez yıldız olarak kabul edilirken 26.0 sayı - 13.3 ribaund ortalamaları yakaladı. İki kez All-Star oldu ve ligin en iyi dört numarası olduğu söylenebilir şu anda.
6. Danilo Gallinari (SF, 1988, 6'10'', İtalya - New York Knicks)
Knicks, Gallinari'yi seçtiğinde bu seçim yuhlanmıştı. (Gallinari'nin babası koç D'Antoni'nin eski takım arkadaşı olduğundan bir torpil olduğu düşünülmüştü) İlk sezonunda çok az oynama şansı bulunca Knicksliler haklarını boşa harcadıklarını düşündüler ancak ikinci sezonundan sonra uzun boyuyla birleştirdiği keskin şutu ve oyun zekasıyla istatistiklerini parlattı ve sevilen bir isim oldu. Carmelo Anthony takasıyla geçtiği Denver Nuggets'ta da aynı görevlerini sürdürüyor. 2010-2011'de 15.9 sayı - 4.8 ribaundla zirvesini yaşadı. Genellikle 15 sayı hattında olan Gallo hakkındaki en büyük problem çok sık sakatlanıyor olması. Halen Nuggets'ta oynuyor.
7. Eric Gordon (SG, 1988, 6'3'', Indiana - Los Angeles Clippers)
Eric Gordon bariz şekilde draftın en potansiyelli oyuncularından biriydi, elit atletizmi, sağlam şutu ve gücüyle. Ancak muhtemelen boyunun kısalığı ve kolejdeki performansındaki inişler takımları korkuttu ve yedinci sıraya kadar indi. Gordon lige gelir gelmez yeteneklerini göstermeye başladı ve zirvesini 2010-2011'de 22.3 sayı - 4.4 asistle yaşadı. Chris Paul takasında geçtiği Hornets'ta sakatlıklar sebebiyle halen kendini pek gösterememiş olsa da çok değerli bir SG olarak kabul ediliyor ve gelecekte All-Star olması muhtemel.
8. Joe Alexander (SF, 1986, 6'8'', West Virginia - Milwaukee Bucks)
Bu seçime diyecek hiçbir şey yok. Bu kadar potansiyelli oyuncuların olduğu bir draftta sekizinci sıradan tek kanıtlanmış özelliği atletizmi olan bir ismi alan (ki beyaz olduğu için atletizmi de abartılmıştı) Bucks faciaya davetiye çıkarttı, istediğini de buldu. Ligde yalnızca iki sezon kalıp ortalama 11.1 dakika oynarken, çaylak sezonunda 4.7 sayıda kalıp çok kısa sürede dünyayı dolaşmaya başladı. En son Rusya'da oynadıktan sonra şimdilerde boş takılıyor.
9. D.J. Augustin (PG, 1987, 6'0'', Texas - Charlotte Bobcats)
Kevin Durant'le Texas'ta beraber oynayan Augustin'in aslen 2007 Draftı'na girmesi bekleniyordu. 2008'de en önemli PG potansiyellerinden biri olarak gösterilmişti, risksiz kabul ediliyordu. Ancak işler pek de öyle gelişmedi. Augustin zaman zaman potansiyel parlamaları gösterse de kariyeri ilerledikçe role player olmaya doğru ilerledi. 2010-2011'de 14.4 sayı - 6.1 asistle zirvesini yaşasa da şu anda oynadığı Pacers'ta rolü çok da büyük değil.
10. Brook Lopez (C, 1988, 7'0'', Stanford - New Jersey Nets)
İkizi Robin'le birlikte Stanford'ı taşıyan Brook, kardeşinden daha önemli bir potansiyel olarak kabul ediliyordu çünkü artık pek bulunmayan post oyunları kuvvetli, şutu olan pivot tiplemesine uyuyordu. Uzun boyu da dikkat çekiciydi. NBA'de iyi istatistikler tutturmaya hemen başlasa da kötü savunması tepki topluyordu. 2010-2011'de 20.4 sayı - 6.0 ribaund yaptıktan sonra Brooklyn olarak değişen takımla birlikte bu sezon zirvesini yaşıyor ve ilk kez All-Star oldu. Savunması da eskisi kadar kötü değil.
Lottery'i tamamlayan isimler çok potansiyelli ancak potansiyelini pek yansıtamamış olanlar. 11. sıra seçimi Jerryd Bayless müthiş atletizmi, hızı ve şutuyla draftın en iyi PG potansiyeli olarak kabul ediliyordu. Westbrook'un şutu olan versiyonu gibi sayılıyordu düşünün. Ancak draftta resmen Westbrook'la yer değiştiler (Bayless ilk beşten, Westbrook lottery'den bekleniyordu) ve doğrusu bunun çok da yanlış olmadığını gördük zaman içinde. Kendisini oyunundan çok potansiyeliyle biliyoruz. 12. sıra seçimi Jason Thompson savunmada ve ribauntlardaki etkinliğiyle dikkat çekiyordu ancak NBA'de o kadar da etkin bir isim olmadı, yine de ilk beş oyuncusu hüviyetini korudu uzun süre. 13. sıra seçimi Brandon Rush klasik çok yetenekli ama kafası çalışmayan oyuncu tipiydi. Çok iyi bir atlet ve şutördü ve sağlam skorer olmak için elinde her şey vardı. Ama basketbol zekası düşük olduğu için bir role player'dan öteye gidemiyor. 14. sıra seçimi Anthony Randolph ise bu grubun içinde en çarpıcı olanı. İnanılmaz bir atletizm, boy, çabukluk ve potansiyelin sıfır oyun zekası ve kuvvetle birleşimi sebebiyle sadece potansiyeli sebebiyle ligde barınan bir oyuncu Randolph. Aslında dakika verildiğinde fena iş yapmıyor ama asla koçlarının tam güvenini kazanamayacak gibi görünüyor.
DİĞER ÖNEMLİ SEÇİMLER
17. Roy Hibbert (C, 1986, 7'2'', Georgetown - Toronto Raptors)
Yetiştirdiği uzunlarla meşhur Georgetown'da dört sene okuduktan sonra Roy Hibbert, draft günü Indiana Pacers'a geçti. Kolejde çok uzun boyu ve yumuşak elleriyle fark yaratırken, NBA'de daha çok savunmaya konsantre oldu. 2011-2012 sezonunda 12.8 sayı - 8.8 ribaund - 2.0 blok ortalamaları tuttururken ilk kez All-Star oldu. Çok etkileyici istatistikleri olmasa da savunmadaki etkisi çok büyük.
18. JaVale McGee (C, 1988, 7'0'', Nevada - Washington Wizards)
McGee lige geldiğinde de, ligde de potansiyeliyle öne çıkan biri isim oldu. 7'6,5''luk (2.30 m) inanılmaz kulaç genişliğiyle bir blok makinesi olacağı kesindi. Elit atletizmi ve çabukluğuyla birleştiğinde potansiyeli çok yükselmişti. Ne var ki McGee daha çok aptalca hareketleri, yerin dibinde oyun zekasıyla ünlendi. Yine de 2011-2012'de Wizards'ta 11.9 sayı - 8.8 ribaund - 2.5 blok üretti, sezon ortasında Nuggets'a geçtikten sonra da biraz olsun takım oyuncusu olma yolunda ilerlemeye başladı.
19. J.J. Hickson (PF, 1988, 6'9'', North Carolina State - Cleveland Cavaliers)
J.J. Hickson ilk senesinde pek oynamayıp ikinci senesinde zoraki beş çıkan biri gibi göründükten sonra üçüncü sezonunda LeBron James'in katkılarıyla oyuna ısındı ve 13.8 sayı - 8.7 ribaund üretti. Kısa bir Kings macerasından sonra Blazers'ta değerini daha da yükseltti ve şu anda en iyi sezonunu geçiriyor. Özellikle ribaund konusundaki gelişimi çok etkileyici.
21. Ryan Anderson (PF, 1988, 6'10'', California - New Jersey Nets)
Harika bir şutör olan Ryan Anderson kolejde berbat savunması, çok yavaş ve güçsüz olması yüzünden dikkat çekmiyordu, iyi skorerliğine rağmen. Ligde biraz güçlenmeyi başardı ve ribauntlarda kendini geliştirerek tutundu. Magic'le geçirdiği dördüncü NBA sezonunda, yani 11-12'de 16.1 sayı - 7.7 ribaund üreterek MIP ödülünü kazandı, en fazla üçlük isabeti bulan isim oldu ve şu anda Hornets forması giyiyor.
24. Serge Ibaka (PF, 1989, 6'10'', Kongo/İspanya - Seattle Supersonics)
Westbrook için Presti'ye şapka çıkartmıştık ya, asıl çıkartılacak olan bu. Afrikalı savunmacı sevdasına kapılıp üst sıralardan Afrikalı uzun seçerek hayal kırıklığı yaşayan takımlardan sonra bu sıradan gerçek bir potansiyeli bulmak kolay iş değildi. Ibaka, eğitimini İspanya'da almış olmanın etkisiyle oyununu o diğer Afrikalılardan daha yukarıya koydu. Mükemmel atletizmini ligde çok iyi savunmacı olmaya doğru yönlendirdi, kendine bir de orta mesafe şutu geliştirdi. 11-12'de 9.1 sayı - 7.5 ribaund - 3.6 blok üreterek blok kralı olurken, asıl zirvesini hücumda sorumluluğunun arttığı bu sezon yaşıyor.
25. Nicolas Batum (SF, 1988, 6'8'', Fransa - Houston Rockets)
Fransız Batum, Avrupa'nın 2000'lerde yetiştirdiği en potansiyelli oyunculardan birisi. Elit atletizmi, savunmadaki etkisi, size'ı ve basketbol zekasıyla çarpıcı bir isimdi. Kariyerindeki performansı her geçen sezon yükseliyor, sürekli oyununa yeni şeyler ekliyor. Geçen sezon 13.9 sayı - 4.6 ribaund ürettikten sonra bu sezon zirvesini yaşıyor. Çok sağlam bir savunmacı olarak kendinden söz ettirirken, bu sezon özellikle çok yönlülük departmanında çok gelişti. Asist rakamları 1 küsürden 4 küsüre fırladı bir anda.
26. George Hill (PG, 1986, 6'2'', IUPUI - San Antonio Spurs)
Spurs'ün diplerden çıkartıp başarıya sürüklediği oyunculara çok alıştık, George Hill kendisinden kimse bahsetmezken ikinci sezonunda (09-10) 12.4 sayı ortalaması tutturarak ünlendi. 11-12'de Pacers'a geçti, bu sezon ise full-time ilk beş oyuncusu olarak oynuyor. Potansiyelinin zirvesine ulaştı mı, evet ulaştı, ancak yeterli bir ilk beş oyuncusu.
31. Nikola Pekovic (C, 1986, 6'11'', Karadağ - Minnesota Timberwolves)
Avrupa'nın en değerli uzunlarından biri olarak kabul edilen Pekovic, 2010-2011'de Euroleague'i bırakıp NBA'e geldi. İlk sezonunda dikkat çekmese de ikinci sezonunda 13.9 sayı - 7.4 ribaundla parladı, ilk beşi ele geçirdi ve Kevin Love'ın pota altı partneri oldu. Posttaki etkinliği ve gücüyle beğeni topluyor, bu sezon geçen sezondan daha da etkili.
35. DeAndre Jordan (C, 1988, 6'11'', Texas A&M - Los Angeles Clippers)
Çılgın bir atletizme sahip olan DeAndre Jordan, boy uzunluğu, kulaç genişliği, zıplama becerisi gibi faktörlerle çok önemli bir potansiyel oluyordu ancak oyunun diğer yönlerindeki zayıflığı sebebiyle ikinci tura kadar düşmüştü. (draft öncesi sıralamalarda 10. sırada gösterildiği dahi olmuştu, öyle kafa karıştırıcı bir durumdaydı) Dwight Howard'la kıyaslandığını söylemek lazım lisedeyken. Ancak Jordan zamanla ligde tutunmasını sağlayacak şeyleri buldu ve atletik bir blokçu olarak Clippers'ın pivotu oldu. Geçen sezon 7.4 sayı - 8.3 ribaund - 2.0 blokla zirvesine çıktı ancak potansiyeli daha yukarıda.
36. Ömer Aşık (C, 1986, 7'0'', Türkiye - Portland Trail Blazers)
Ömer Aşık da tıpkı Nikola Pekovic gibi NBA'de 2010-2011'de adım attı. Bulls'ta kariyerine başladığından Joakim Noah'ın yedeği olarak kısıtlı süreler alsa da oynadığı sürelerde mükemmel savunma yaparak övgü topladı. (11-12'de 14.7 dakikada 3.1 sayı - 5.3 ribaund - 1.0 blok) Ribaund katkısı, genel olarak savunma konsantrasyonu, blokçuluğu, uzun boyu gibi faktörlerle değeri arttı. Bu yaz serbest kalarak Houston Rockets'la sağlam bir kontrat karşılığında imzaladı, ilk beşe yerleşti, dakikaları yükseldi ve harika bir sezon geçiriyor, MIP için de büyük bir aday. Ligin en iyi savunmacı pivotlarından birisi, kötü görünen hücumu da yavaş yavaş iyileşiyor.
45. Goran Dragic (PG, 1986, 6'3'', Slovenya - San Antonio Spurs)
Dragic draft öncesi gerçekten çok çok zayıftı. Savunmada adamlarının önünde durmayı başaramıyordu, omuz mücadelesinde yıkılıyordu. Yüksek oyun zekasına, çabukluğuna ve oyun kuruculuk becerilerine rağmen 45. sıraya kadar inmişti. 08-09'da Suns'ta başladığı NBA kariyerinde yapı olarak çok benzediği Steve Nash'ten öğrenmeye çalıştı. Rockets'ta 11-12'de uzun süreler oynayarak 11.7 sayı - 5.3 asist ortalamaları tutturdu ve Nash'in gidişiyle bu yaz tekrar Suns'a döndü. Kendini daha da geliştirip geliştiremeyeceği bir muamma.
REDRAFT
1. Derrick Rose (Orj. 1.)
2. Russell Westbrook (Orj. 4.)
3. Kevin Love (Orj. 5.)
4. Eric Gordon (Orj. 7.)
5. Brook Lopez (Orj. 10.)
6. Roy Hibbert (Orj. 17.)
7. Serge Ibaka (Orj. 24.)
8. Nicolas Batum (Orj. 25.)
9. Danilo Gallinari (Orj. 6.)
10. O.J. Mayo (Orj. 3.)
11. Ryan Anderson (Orj. 21.)
12. Nikola Pekovic (Orj. 31.)
13. Ömer Aşık (Orj. 36.)
14. JaVale McGee (Orj. 18.)
15. DeAndre Jordan (Orj. 35.)
16. J.J. Hickson (Orj. 19.)
17. Michael Beasley (Orj. 2.)
18. George Hill (Orj. 26.)
19. Marreese Speights (Orj. 16.)
20. D.J. Augustin (Orj. 9.)
21. Jerryd Bayless (Orj. 11.)
22. Robin Lopez (Orj. 15.)
23. Courtney Lee (Orj. 22.)
24. Mario Chalmers (Orj. 34.)
25. Jason Thompson (Orj. 12.)
Draftta süperstar potansiyelli olarak gösterilen ve Greg Oden-Kevin Durant'i andıran şekilde sık sık birlikte medyada yer alan Derrick Rose ile Michael Beasley ilk iki sıra olurken, Durant-Oden kadar olmasa da onların arasında da bir uçurum oluştu zaman geçtikçe. İlk onda seçilen neredeyse tüm oyuncular bir noktaya gelmeyi başarıp hatta beklentilerin üstüne çıkarken tutmayan ve ümit kesilen potansiyel seçimlerinin sayısı da normale göre az kaldı.
Draftı asıl değerli kılan ise kuşkusuz NBA'de uzun sıkıntısı çekilen şu dönemde ilk beş çıkmakta olan birçok pivotun bu drafttan gelmiş olması. 2012-2013 sezonu itibariyle drafttan seçilen Brook Lopez, Robin Lopez, Roy Hibbert, JaVale McGee, Nikola Pekovic, DeAndre Jordan, Ömer Aşık hatta zaman zaman Kosta Koufos takımlarında ilk beş çıkıyorlar. Draftın en iyi oyuncuları bu pozisyondan olmayabilir, ancak bariz bir derinlik kattığı ortada.
Kolejler açısından draftın ilgi çekici tarafı UCLA'in iki oyuncusunun ilk beşten (4. Russell Westbrook, 5. Kevin Love) seçilmesiyken, NBA takımları açısından ilgi çekici olan yalnızca %1,7 şansa sahip olan Chicago Bulls'un draftta ilk sırayı elde etmesiydi. Doğma büyüme Chicagolu yetenek Derrick Rose'un Bulls'a gitmesinin kapısını açan bu durumun şaibeli olmadığını söylemek zor.
Gün itibariyle drafttan beş adet All-Star çıktı.
LOTTERY
1. Derrick Rose (PG, 1988, 6'3'', Memphis - Chicago Bulls)
Doğma büyüme Chicagolu olan Derrick Rose ligin yeni yeni adapte olmaya başladığı über atletik oyun kurucu alışkanlığının ilk öncülerinden oldu. Mükemmel fiziği, elit atletizmi ve çabukluğu ve vaad ettiği inanılmaz potansiyelle birinci sıradan seçilmesi sürpriz değildi. Bunun yanında çalışma ahlakı ve liderliği de dikkat çekti. Bulls'a gidişi kaderin cilvesi yoksa şaibenin ürünü müydü bilinmez ancak Rose takımını lige geldiğinden beri Playoff'a taşıyor, kısa sürede bir süperstar oldu ve 2010-2011'de lig tarihinin en genç MVP'si olmayı başardı. En iyi sezonu olan MVP sezonunda 25.0 sayı - 7.7 asist - 4.1 ribaund ortalamaları tutturmuştu.
2. Michael Beasley (SF, 1989, 6'10'', Kansas State - Miami Heat)
Michael Beasley en az Derrick Rose kadar potansiyelli gösteriliyordu draft öncesi hatta ilk sırada gitme ihtimali gayet yüksekti, ilk sıra Bulls'a gitmiş olmasaydı. Beasley kolejde inanılmaz dominanttı. 26.2 sayı - 12.4 ribauntla sayıda ülke üçüncüsü, ribauntta ise kral olmuş, birçok rekoru alt üst etmişti. Yakın arkadaşı Kevin Durant'ten sonra NCAA'i domine eden ikinci üstüste isim olarak büyük reklam yapmıştı kendine. Elit atletizmi, PF oynayabilecek boyu ve SF oynayabilecek çabukluk ile şutu, her şeyiyle patlamaya hazır görünüyordu. Ancak tembelliği, kişisel problemleri, uyuşturucuyla savaşı, savunmada isteksizliğiyle NBA'de istenen seviyeye yaklaşamadı. Hala iyi bir değeri var çünkü potansiyeli gerçekten çok çok yüksek. Şimdiden üç takım gezen ve şu anda Suns'ta oynayan Beasley'in en iyi sezonu 2010-2011'de Wolves formasıyla 19.2 sayı - 5.6 ribaundla geldi.
3. O.J. Mayo (SG, 1987, 6'4'', USC - Minnesota Timberwolves)
Öldürücü bir şutör/skorer olarak kolejde parlayan O.J. Mayo, 18.5 sayı ortalama tutturduğu çaylak sezonunda çok iyi sinyaller verdikten sonra maalesef gelişmek yerine geriye gitti ve dakikaları da aynı oranda düştü. Şu anda Mavericks'te yeniden kendine gelmeye çalışıyor ve hala çok iyi bir skorer ve iyi bir savunmacı ancak oyunun diğer alanlarında kendini geliştirmekte çok zorlanıyor. Aynı zamanda takım oyunu içinde şut yaratmakta zorlanıyor ve sık sık kendi şutunu zorlarken görüyoruz. Potansiyeli gerçekten çok yüksek aslında ama All-Star seviyesine ulaşır mı bilinmez.
4. Russell Westbrook (PG, 1988, 6'3'', UCLA - Seattle Supersonics)
Sam Presti Westbrook'u seçtiğinde herkesi şaşırtmıştı. UCLA'de çok da parlak istatistikler tutturamayan Westbrook, birçok iyi PG potansiyelinin olduğu draftta dördüncü sıradan seçilmişti. İnanılmaz atletizmi ve çabukluğuyla öne çıkıyordu. Ancak NBA'de Westbrook kısa sürede öyle bir terör estirmeye başladı ki Presti'nin seçimine şapka çıkarmak düştü insanlara. Oyununu çok geliştirdi ve çok yönlü oldu. Çok patlayıcı bir skorer, asist yapıyor, ribauntlara yardımcı, iyi de bir savunmacı. Vasat olan şutunu yükseklere çekti. Zaman zaman kontrolü kaybedip bencilleştiği için haksız eleştirilse de bir süperstar olduğunu söylemek mümkün şu anda. En iyi sezonunu 2010-2011'de 21.9 sayı - 8.2 asist - 4.6 ribaund - 1.9 top çalmayla yaşadı, halen Thunder'da oynuyor. Ayrıca oyununun ve fiziğinin draftın bir numarası Derrick Rose'la neredeyse karbon kopya olması da ilginç.
5. Kevin Love (PF, 1988, 6'10'', UCLA - Memphis Grizzlies)
O.J. Mayo karşılığında Wolves'a geçtiğinde bu takastan karlı çıkan taraf Grizzlies sayılmıştı. Ancak zaman geçtikçe Mayo geriledi, Love yükseldi. İyi bir pota altı skoreri olarak bilinen Love NBA'de fena olmayan şutunu çok geliştirip keskin bir üçlükçü oldu, daha önemlisi ortalama bir ribauntçudan muhteşem bir ribauntçuluğa geçti. Dakikalarının ilk kez yükseldiği 2010-2011 sezonunda 15.2 ribaundla lig lideri olup MIP ödülünü aldı, 2011-2012'de ilk kez yıldız olarak kabul edilirken 26.0 sayı - 13.3 ribaund ortalamaları yakaladı. İki kez All-Star oldu ve ligin en iyi dört numarası olduğu söylenebilir şu anda.
6. Danilo Gallinari (SF, 1988, 6'10'', İtalya - New York Knicks)
Knicks, Gallinari'yi seçtiğinde bu seçim yuhlanmıştı. (Gallinari'nin babası koç D'Antoni'nin eski takım arkadaşı olduğundan bir torpil olduğu düşünülmüştü) İlk sezonunda çok az oynama şansı bulunca Knicksliler haklarını boşa harcadıklarını düşündüler ancak ikinci sezonundan sonra uzun boyuyla birleştirdiği keskin şutu ve oyun zekasıyla istatistiklerini parlattı ve sevilen bir isim oldu. Carmelo Anthony takasıyla geçtiği Denver Nuggets'ta da aynı görevlerini sürdürüyor. 2010-2011'de 15.9 sayı - 4.8 ribaundla zirvesini yaşadı. Genellikle 15 sayı hattında olan Gallo hakkındaki en büyük problem çok sık sakatlanıyor olması. Halen Nuggets'ta oynuyor.
7. Eric Gordon (SG, 1988, 6'3'', Indiana - Los Angeles Clippers)
Eric Gordon bariz şekilde draftın en potansiyelli oyuncularından biriydi, elit atletizmi, sağlam şutu ve gücüyle. Ancak muhtemelen boyunun kısalığı ve kolejdeki performansındaki inişler takımları korkuttu ve yedinci sıraya kadar indi. Gordon lige gelir gelmez yeteneklerini göstermeye başladı ve zirvesini 2010-2011'de 22.3 sayı - 4.4 asistle yaşadı. Chris Paul takasında geçtiği Hornets'ta sakatlıklar sebebiyle halen kendini pek gösterememiş olsa da çok değerli bir SG olarak kabul ediliyor ve gelecekte All-Star olması muhtemel.
8. Joe Alexander (SF, 1986, 6'8'', West Virginia - Milwaukee Bucks)
Bu seçime diyecek hiçbir şey yok. Bu kadar potansiyelli oyuncuların olduğu bir draftta sekizinci sıradan tek kanıtlanmış özelliği atletizmi olan bir ismi alan (ki beyaz olduğu için atletizmi de abartılmıştı) Bucks faciaya davetiye çıkarttı, istediğini de buldu. Ligde yalnızca iki sezon kalıp ortalama 11.1 dakika oynarken, çaylak sezonunda 4.7 sayıda kalıp çok kısa sürede dünyayı dolaşmaya başladı. En son Rusya'da oynadıktan sonra şimdilerde boş takılıyor.
9. D.J. Augustin (PG, 1987, 6'0'', Texas - Charlotte Bobcats)
Kevin Durant'le Texas'ta beraber oynayan Augustin'in aslen 2007 Draftı'na girmesi bekleniyordu. 2008'de en önemli PG potansiyellerinden biri olarak gösterilmişti, risksiz kabul ediliyordu. Ancak işler pek de öyle gelişmedi. Augustin zaman zaman potansiyel parlamaları gösterse de kariyeri ilerledikçe role player olmaya doğru ilerledi. 2010-2011'de 14.4 sayı - 6.1 asistle zirvesini yaşasa da şu anda oynadığı Pacers'ta rolü çok da büyük değil.
10. Brook Lopez (C, 1988, 7'0'', Stanford - New Jersey Nets)
İkizi Robin'le birlikte Stanford'ı taşıyan Brook, kardeşinden daha önemli bir potansiyel olarak kabul ediliyordu çünkü artık pek bulunmayan post oyunları kuvvetli, şutu olan pivot tiplemesine uyuyordu. Uzun boyu da dikkat çekiciydi. NBA'de iyi istatistikler tutturmaya hemen başlasa da kötü savunması tepki topluyordu. 2010-2011'de 20.4 sayı - 6.0 ribaund yaptıktan sonra Brooklyn olarak değişen takımla birlikte bu sezon zirvesini yaşıyor ve ilk kez All-Star oldu. Savunması da eskisi kadar kötü değil.
Lottery'i tamamlayan isimler çok potansiyelli ancak potansiyelini pek yansıtamamış olanlar. 11. sıra seçimi Jerryd Bayless müthiş atletizmi, hızı ve şutuyla draftın en iyi PG potansiyeli olarak kabul ediliyordu. Westbrook'un şutu olan versiyonu gibi sayılıyordu düşünün. Ancak draftta resmen Westbrook'la yer değiştiler (Bayless ilk beşten, Westbrook lottery'den bekleniyordu) ve doğrusu bunun çok da yanlış olmadığını gördük zaman içinde. Kendisini oyunundan çok potansiyeliyle biliyoruz. 12. sıra seçimi Jason Thompson savunmada ve ribauntlardaki etkinliğiyle dikkat çekiyordu ancak NBA'de o kadar da etkin bir isim olmadı, yine de ilk beş oyuncusu hüviyetini korudu uzun süre. 13. sıra seçimi Brandon Rush klasik çok yetenekli ama kafası çalışmayan oyuncu tipiydi. Çok iyi bir atlet ve şutördü ve sağlam skorer olmak için elinde her şey vardı. Ama basketbol zekası düşük olduğu için bir role player'dan öteye gidemiyor. 14. sıra seçimi Anthony Randolph ise bu grubun içinde en çarpıcı olanı. İnanılmaz bir atletizm, boy, çabukluk ve potansiyelin sıfır oyun zekası ve kuvvetle birleşimi sebebiyle sadece potansiyeli sebebiyle ligde barınan bir oyuncu Randolph. Aslında dakika verildiğinde fena iş yapmıyor ama asla koçlarının tam güvenini kazanamayacak gibi görünüyor.
DİĞER ÖNEMLİ SEÇİMLER
17. Roy Hibbert (C, 1986, 7'2'', Georgetown - Toronto Raptors)
Yetiştirdiği uzunlarla meşhur Georgetown'da dört sene okuduktan sonra Roy Hibbert, draft günü Indiana Pacers'a geçti. Kolejde çok uzun boyu ve yumuşak elleriyle fark yaratırken, NBA'de daha çok savunmaya konsantre oldu. 2011-2012 sezonunda 12.8 sayı - 8.8 ribaund - 2.0 blok ortalamaları tuttururken ilk kez All-Star oldu. Çok etkileyici istatistikleri olmasa da savunmadaki etkisi çok büyük.
18. JaVale McGee (C, 1988, 7'0'', Nevada - Washington Wizards)
McGee lige geldiğinde de, ligde de potansiyeliyle öne çıkan biri isim oldu. 7'6,5''luk (2.30 m) inanılmaz kulaç genişliğiyle bir blok makinesi olacağı kesindi. Elit atletizmi ve çabukluğuyla birleştiğinde potansiyeli çok yükselmişti. Ne var ki McGee daha çok aptalca hareketleri, yerin dibinde oyun zekasıyla ünlendi. Yine de 2011-2012'de Wizards'ta 11.9 sayı - 8.8 ribaund - 2.5 blok üretti, sezon ortasında Nuggets'a geçtikten sonra da biraz olsun takım oyuncusu olma yolunda ilerlemeye başladı.
19. J.J. Hickson (PF, 1988, 6'9'', North Carolina State - Cleveland Cavaliers)
J.J. Hickson ilk senesinde pek oynamayıp ikinci senesinde zoraki beş çıkan biri gibi göründükten sonra üçüncü sezonunda LeBron James'in katkılarıyla oyuna ısındı ve 13.8 sayı - 8.7 ribaund üretti. Kısa bir Kings macerasından sonra Blazers'ta değerini daha da yükseltti ve şu anda en iyi sezonunu geçiriyor. Özellikle ribaund konusundaki gelişimi çok etkileyici.
21. Ryan Anderson (PF, 1988, 6'10'', California - New Jersey Nets)
Harika bir şutör olan Ryan Anderson kolejde berbat savunması, çok yavaş ve güçsüz olması yüzünden dikkat çekmiyordu, iyi skorerliğine rağmen. Ligde biraz güçlenmeyi başardı ve ribauntlarda kendini geliştirerek tutundu. Magic'le geçirdiği dördüncü NBA sezonunda, yani 11-12'de 16.1 sayı - 7.7 ribaund üreterek MIP ödülünü kazandı, en fazla üçlük isabeti bulan isim oldu ve şu anda Hornets forması giyiyor.
24. Serge Ibaka (PF, 1989, 6'10'', Kongo/İspanya - Seattle Supersonics)
Westbrook için Presti'ye şapka çıkartmıştık ya, asıl çıkartılacak olan bu. Afrikalı savunmacı sevdasına kapılıp üst sıralardan Afrikalı uzun seçerek hayal kırıklığı yaşayan takımlardan sonra bu sıradan gerçek bir potansiyeli bulmak kolay iş değildi. Ibaka, eğitimini İspanya'da almış olmanın etkisiyle oyununu o diğer Afrikalılardan daha yukarıya koydu. Mükemmel atletizmini ligde çok iyi savunmacı olmaya doğru yönlendirdi, kendine bir de orta mesafe şutu geliştirdi. 11-12'de 9.1 sayı - 7.5 ribaund - 3.6 blok üreterek blok kralı olurken, asıl zirvesini hücumda sorumluluğunun arttığı bu sezon yaşıyor.
25. Nicolas Batum (SF, 1988, 6'8'', Fransa - Houston Rockets)
Fransız Batum, Avrupa'nın 2000'lerde yetiştirdiği en potansiyelli oyunculardan birisi. Elit atletizmi, savunmadaki etkisi, size'ı ve basketbol zekasıyla çarpıcı bir isimdi. Kariyerindeki performansı her geçen sezon yükseliyor, sürekli oyununa yeni şeyler ekliyor. Geçen sezon 13.9 sayı - 4.6 ribaund ürettikten sonra bu sezon zirvesini yaşıyor. Çok sağlam bir savunmacı olarak kendinden söz ettirirken, bu sezon özellikle çok yönlülük departmanında çok gelişti. Asist rakamları 1 küsürden 4 küsüre fırladı bir anda.
26. George Hill (PG, 1986, 6'2'', IUPUI - San Antonio Spurs)
Spurs'ün diplerden çıkartıp başarıya sürüklediği oyunculara çok alıştık, George Hill kendisinden kimse bahsetmezken ikinci sezonunda (09-10) 12.4 sayı ortalaması tutturarak ünlendi. 11-12'de Pacers'a geçti, bu sezon ise full-time ilk beş oyuncusu olarak oynuyor. Potansiyelinin zirvesine ulaştı mı, evet ulaştı, ancak yeterli bir ilk beş oyuncusu.
31. Nikola Pekovic (C, 1986, 6'11'', Karadağ - Minnesota Timberwolves)
Avrupa'nın en değerli uzunlarından biri olarak kabul edilen Pekovic, 2010-2011'de Euroleague'i bırakıp NBA'e geldi. İlk sezonunda dikkat çekmese de ikinci sezonunda 13.9 sayı - 7.4 ribaundla parladı, ilk beşi ele geçirdi ve Kevin Love'ın pota altı partneri oldu. Posttaki etkinliği ve gücüyle beğeni topluyor, bu sezon geçen sezondan daha da etkili.
35. DeAndre Jordan (C, 1988, 6'11'', Texas A&M - Los Angeles Clippers)
Çılgın bir atletizme sahip olan DeAndre Jordan, boy uzunluğu, kulaç genişliği, zıplama becerisi gibi faktörlerle çok önemli bir potansiyel oluyordu ancak oyunun diğer yönlerindeki zayıflığı sebebiyle ikinci tura kadar düşmüştü. (draft öncesi sıralamalarda 10. sırada gösterildiği dahi olmuştu, öyle kafa karıştırıcı bir durumdaydı) Dwight Howard'la kıyaslandığını söylemek lazım lisedeyken. Ancak Jordan zamanla ligde tutunmasını sağlayacak şeyleri buldu ve atletik bir blokçu olarak Clippers'ın pivotu oldu. Geçen sezon 7.4 sayı - 8.3 ribaund - 2.0 blokla zirvesine çıktı ancak potansiyeli daha yukarıda.
36. Ömer Aşık (C, 1986, 7'0'', Türkiye - Portland Trail Blazers)
Ömer Aşık da tıpkı Nikola Pekovic gibi NBA'de 2010-2011'de adım attı. Bulls'ta kariyerine başladığından Joakim Noah'ın yedeği olarak kısıtlı süreler alsa da oynadığı sürelerde mükemmel savunma yaparak övgü topladı. (11-12'de 14.7 dakikada 3.1 sayı - 5.3 ribaund - 1.0 blok) Ribaund katkısı, genel olarak savunma konsantrasyonu, blokçuluğu, uzun boyu gibi faktörlerle değeri arttı. Bu yaz serbest kalarak Houston Rockets'la sağlam bir kontrat karşılığında imzaladı, ilk beşe yerleşti, dakikaları yükseldi ve harika bir sezon geçiriyor, MIP için de büyük bir aday. Ligin en iyi savunmacı pivotlarından birisi, kötü görünen hücumu da yavaş yavaş iyileşiyor.
45. Goran Dragic (PG, 1986, 6'3'', Slovenya - San Antonio Spurs)
Dragic draft öncesi gerçekten çok çok zayıftı. Savunmada adamlarının önünde durmayı başaramıyordu, omuz mücadelesinde yıkılıyordu. Yüksek oyun zekasına, çabukluğuna ve oyun kuruculuk becerilerine rağmen 45. sıraya kadar inmişti. 08-09'da Suns'ta başladığı NBA kariyerinde yapı olarak çok benzediği Steve Nash'ten öğrenmeye çalıştı. Rockets'ta 11-12'de uzun süreler oynayarak 11.7 sayı - 5.3 asist ortalamaları tutturdu ve Nash'in gidişiyle bu yaz tekrar Suns'a döndü. Kendini daha da geliştirip geliştiremeyeceği bir muamma.
REDRAFT
1. Derrick Rose (Orj. 1.)
2. Russell Westbrook (Orj. 4.)
3. Kevin Love (Orj. 5.)
4. Eric Gordon (Orj. 7.)
5. Brook Lopez (Orj. 10.)
6. Roy Hibbert (Orj. 17.)
7. Serge Ibaka (Orj. 24.)
8. Nicolas Batum (Orj. 25.)
9. Danilo Gallinari (Orj. 6.)
10. O.J. Mayo (Orj. 3.)
11. Ryan Anderson (Orj. 21.)
12. Nikola Pekovic (Orj. 31.)
13. Ömer Aşık (Orj. 36.)
14. JaVale McGee (Orj. 18.)
15. DeAndre Jordan (Orj. 35.)
16. J.J. Hickson (Orj. 19.)
17. Michael Beasley (Orj. 2.)
18. George Hill (Orj. 26.)
19. Marreese Speights (Orj. 16.)
20. D.J. Augustin (Orj. 9.)
21. Jerryd Bayless (Orj. 11.)
22. Robin Lopez (Orj. 15.)
23. Courtney Lee (Orj. 22.)
24. Mario Chalmers (Orj. 34.)
25. Jason Thompson (Orj. 12.)
Draft Puanı : A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder